5 Ocak 2013 Cumartesi

mücbir sebeplerden ötürü yazamadıydım

Yeni yıla girdik, artık daha fazla girmemiş gibi yapamayacağımı anladım; geldim.

Yine işlevselleştiremediğim çok havalı kelimeler, terimler ve sorularla iç içeyim. Kah Kambiyo ile ekonominin nabzını tutuyor, kah Muhasebe ile kerrat cetvelinin tozunu attırıyorum. Açık öğretim sınavlarım geldi. Onlar gelince de evde yokmuşum gibi davranamadım. Yarın sınavım olduğuna göre, bugün çalışıyorum. Görüldüğü gibi işin matematiğini de hemen kapmışım.

Değişik bağlantılar var bu ekonomi dünyasında. Adam malı alıyor, parası çıkışmıyor, mal verenin şeysine bi kağıt parçası veriyor, değerlisinden. Sonra mal verenin şeysi de çulsuz çıkmasın mı?! O da başka bi delik tıkamak için alıyor kağıdı başka birine kakalıyor. (Bu -ben çözebildiğime göre- en basit ilişki. Daha çetrefilleri de var ama tam şeyapamadım.) Bir de olay böyle halk diline ve ben gibi basit dimağların eline düşmesin diyerekten ciro, ciranta, rambursman gibi terimler üretmişler. Hani anlamayalım da bir şey sanalım kabilinden. E çekiyoruz sineye. 

N'aptınız bakalım noelden beri? 
Her yılki geleneksel "noel bize özgü mü? hıristiyan adetlerini uygulamak doğru mu? çam süslenmeli mi, hindi yenmemeli mi?" münazara yarışması netçesinde Noel'in 31 aralıkta olmadığını bir kez daha öğrenip şaşırdık; çok şükür. Yine yiyen yedi, içen içti, yeni yıl girdi, kavga bitti.

Ne biçim eğlenen insanlar,
"eğlenemezse ölecek hastalığına tutulanlar",
eğlenmenin boyutlarını zorlayıp eğlenme kavramının kendisini sorgulatanlar olmuştur çevrenizde. Ama benim gibi kırsal temalı, ortalama yaş ortalaması yüksek ve hayat sevinci düşük bir mahallede yaşıyorsanız, yeni yıl da sizin için bir sorun olmaktan çıkıyor neyse ki. 

2012'ye aza coşa girdik de n'oldu İstanbullar'da? Hım? Bu müthiş bilimsel tezime dayanarak evde, picama terlik su torbası refakatinde karşıladım yeni yılı. Bakalım bu yıl n'olcak? Heyecan, pötikare pijamam ve blogumla bekliyorum. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumu olan insanlara bayılırız biz.