2 Eylül 2012 Pazar

yaşanmış acı gerçek örnekleri

Hımm. Bi bakalım...
Geçtiğimiz aylar boyunca, "Yatmaktan yanlarım ağrıdı." "Bu yaz bana güzel gençler." "Aa bakın aramızda çalışmaktan telef olanlar var." gibi son derece düşüncesiz ve talihsiz beyanlarda bulunmuşum. Aferin bana. Yer misin şimdi avuç avuç yerden. Ağustos böceği fütursuzluğunda geçiverdi koca yaz.

Ben yarın okula gidiyorum. Öğretmen olarak tabiki, hah!

Neticede okula gidiyorum.Beni mini mini birler ya da çalışkan ikilerle çalıştırmayacaklarını umut ediyorum. Dahi anlamındaki de'nin ayrı yazıldığını ve edatın diğer adının ilgeç olduğunu bilen öğrencilerle çalışmak istiyorum ben mümkünse. Bunun için gerçekten dua edip evrene güzel enerjiler yollamaya başladım bile. Yarın anlayacağız muhtemel hayran kitlemin yaş grubunu. Oğ, evet! İddialı giriyorum da biraz seneye. İngilizce öğretmenlerine hayran olunduğunu bilmeyen kendini bilmezler yoktur aramızda herhalde. Seminer dönemi başlıyor yarın, 17 Eylül itibariyle de akın akın pıtırcık salacaklar üstümüze.

Elimde yatmak, uzanmak, uzun oturmak üçlemesiyle özetlenebilecek koskoca bir yaz var. Diyemiyorum ki Yunan Adaları turundan geldikten sonra yaz sonunda doğru kısa bir Avrupa tatili yaptım falan. Yattım yani ben.

Ama duuur!
Ben aquaparka gittim. Bu yaza da imzamı, tamam parafımı, bu şekilde attım. Hiç yoktan kesinlikle iyiydi. Deli gibi, görgüsüzce eğlendim.

Şimdi gidip mesleki korkularımla yüzleşmem ve kendimi gazlamam lazım. Bana şans dileyiverin, ilk iş günü kutlaması çiçeklerini 17'sinde yollarsınız, henüz erken.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumu olan insanlara bayılırız biz.