18 Şubat 2012 Cumartesi

Maslow'un kıçını tekmelemek

Düşünceli hayvanlar olarak envai çeşit ihtiyaçla ve bunları gidermek için başvurduğumuz envai çeşit yöntemle yaşadığımız malum. 
İnsanım deyip de su içmeyen, uyku uyumayan, çişe gitmeyen var mı? Yok. Hah işte. İnsanı ve ihtiyaçlarını, her zeka düzeyinin anlayabileceği biçimde pek güzel temellendiren sevgili Maslow da demiş ki; arkadaşlar dikkat ediyorum da, asgari ücretle çalışan kesimin çok büyük bir kısmı hiç tiyatroya gitmiyor. Ya da kanser hastaları demiyorlar ki önümüzdeki ay genel müdür ben olucam! diye. 

Maslow ihtiyaçları aciliyet durumuna göre sıraya koymuş. Bir gece oturmuş sabaha kadar, düşünmüş, yazmış:
Bir insan için öncelik nefes almak, beslenmek, uyumak gibi gereksinimlerdir. Sonra korunma, sosyalleşme ihtiyacı gelir, aile ihtiyacı vardır filan. Bu temellere sahip olduktan sonra bir insan sevgi, temas gibi olaylara girebilir. Doğruya doğru. Maslow daha vitaminken bizim atalar Aç ayı oynamaz demişler. Yani tamam, bizimkiler de çok amiyane tabir etmişler de mesaj aynı mesaj neticede.
Buraya kadar insana karışabilecek, normal bir profil tamamlanmış oluyor. Karnı tok, sırtı pek, cepte para, kolda manita.


ANCAK, Maslow'u bozan istisnalar da mevcut:



Bu fotoğraftakiler Atina-Panepistimiou meydanındaki entelektüel evsizler. Kendi ellerimle çektim.


Grevlerin yeni yeni patlak verdiği civcivli zamanlar. Halk haberleri kaçırmıyor.Ha diyebilirsiniz ki Şu adamların normalde karınları aç olmalı ama açmış gündem takip ediyorlar, o nasıl olcak? Bilemem.


Evet. Zurnanın zırtladığı yere geliyoruz. Dördüncü seviye.
Kavramlar soyutlaşıyor bir anda. Maslow der ki bu seviyede insanın saygınlık gereksinimi ortaya çıkar. İster ki beni de sevin, ben de başarılıyım, ben de yapabilirim, beni de aranıza alın filan.
Çok sakat bir noktadır bu. Maazallah dördüncü leveli eksik bırakırsanız, başınıza olmadık işler açabilir. Öz saygı ve saygınlık kilit sözcüklerdir. 
Hadi bu evre de süper başarılı, dolu dolu geçti diyelim. Ego mego hak getire. Kesinlikle sonradan görme bir angut değilsiniz. Eğitime, kültüre, paraya mevkiye doymuş kişisiniz. Kibirli ve ukala bir teneke de değilsiniz. Aferin.

O zaman bünyeniz ister istemez son aşama olan "kendini gerçekleştirme gereksinimi" (wikipedia candır) bölümüne ulaşmak isteyecek.
Ahlaklı ve gıpta edilen bir insan, zekası kulaklarından fışkıran, yaratıcılığı paçalarından akan bir übermensch olmakta sıra. Bu sırada doygunluğunuz tavan yapmış olduğundan, kendi konumunuzun da farkında olacaksınız, tevazu da arşa çıkmış olacak. Her şarta olgunlukla uyum sağlayacaksınız. Toplum hakkında düşünmeye zaman ayırabilen, operaya tiyatroya gitmeye kalmayıp eleştirilerde bulunacak kadar entelektüel düzeye ulaşmış harikulade bir insansınız. Yerim sizi.

İşte kendi dertleriniz ve ihtiyaçlarınızdan kopacak yeterliliğe sahip olup, kendinize ve başka insanlara dışarıdan bakacak bu seviyeye geldiğinizde, Maslow piramidinin canına okumuş, gidip zirveye oturmuş oluyorsunuz.
Ülke şartları, ekonomik durum, gelişmişlik vesaire, her biri birer dev engel bu piramitte fakat unutmayın gençler! Her insan kendi içinde bir cevherdir! Kendinizi olmak istediğiniz yerde hayal etmekten vazgeçmeyin! O yapmış, siz de yapabilirsiniz! Yes, you can!

Ben bunları niye anlattım?
Herkes seviyesini bilsin, hayatına da ona göre bilinçli yatırım yapsın diye herhalde, ne bileyim. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumu olan insanlara bayılırız biz.