1 Kasım 2011 Salı

Bizzat Bildiriyorum


Son yarım saattir facebook ana sayfasında muhtelif arkadaşlarımın hareketlerini inceliyorum, nedense. Albüm, şarkı, güldürüklü vidyo paylaşanlar; içini dökenler, hava atanlar...Fotoğraflara baktım, baktıkça aklımda kendiliğinden bir tez cümlesi oluştu. Kesinlikle ben yön vermedim bu düşünceye ama ne zamandır oluşmaya çalışan yargım nihayet bir vücut bulacak olgunluğa erişmiş demek ki. 

Naçizane paylaşmak isterim. Tamamen şahsi görüşlerimdir, bahsi zaten geçmeyecek olan kişi ya da kuruluşlar da sakin olsunlar.

Bir kere ben de bu paylaşımların gayet normal, insani içgüdüler olduğunun farkındayım. Benim bu resimlerde dikkatimi çeken başka bir şey oldu. Bir arkadaşım -Allah bozmasın- birkaç aydır, beraberliklerinin yeni olduğunu düşündürten sevgilisiyle çekindiği fotoğraflarını paylaşıyor bir birinden duygusal notlarla. Mutluluklarının doruğundalar, maşallah. Objektifi delip geçen bu sevgi seli zaten tüm ana sayfayı aydınlatıyor. Ben bir kızım, haliyle her kız gibi hemen merceğimi kız arkadaşının üzerinde gezdirdim, iyice bir inceledim. Halini, tavrını, tarzını belledim.
Arkadaşımı merak etmenize gerek yok. O bu türün ilk örneği değil. Bu son örnek sadece beni bu yazıyı yazmaya iten son gözlem oldu.

Ben modadan anlamam, renk uyumundan anlarım biraz ama başka bir şeyi bilmem. Eleştireceğim nokta aslında moda değil zaten. Herkes için yüzlerce çeşit şey üretilebilir. Binlerce ayrı karaktere hitap edecek binlerce giysi, aksesuar, incik boncuk var, bunu da biliyor ve memnuniyetle kabul ediyorum. 
Ama bir vakitler Barbie ya da Sindy'lerin "imposing images" olayına çok benzer biçimde, artık kadınlar için tek tip bir giyim kuşam modelini öne çıkarıp, bunu çağın cicisi bellettiklerini görüyorum. Tıpkı "zayıf kadın güzeldir" savı gibi; leopar desenli, tüylü, taşlı, pırıltılı ve -malesef her ortamda- abartılı giyinen kadın güzeldir gibi bir anlayış hüküm sürmekte. 

"Çok biliyosun!" demeden önce müsaade edin. Bir cafede bir öğle vakti sosisli sandviç yiyorum; ben sosisli sandviç yiyorum yan masadaki kızlar da. Ben kot-gömlek oturuyorum orda, sosis yiyorum, kızlar da öyle. Bakın sosis diyorum, sosis yani... Kızlar kahve-haki tonlarında yüksek bel, drapeli, şalvarvari pantolonlar, platform topuklar, altın suyuna batırılmış kolye ve küpeler, maşalı saçlar, karbon siyahı likitli, rimelli makyajlar ve illaki bronz allıkla oturuyorlar. Sanki cafe çalışanı gibiler, çünkü hepsi birbirine o kadar benziyor ki.

Facebookta da ne zamandır canıma tak ettiren benzerlik bu işte. Son zamanlarda arkadaşlarımın sevgililerinden de büyük ölçüde faydalanarak yapabildiğim gözlemlerim sonucunda, kadınların bakışına da, duruşuna da, giyinişine süsüne de aslında erkeklerin yön verdiğini anladım. 

Şimdi bu tekdüzelikten sadece modacılar ya da moda sorumlu değil. Adamlar sonuçta her çeşit giysiyi ve tarzı üretiyorlar, yalan değil. Mesele; bu kadınlar niye gidip gidip bunlara yapışıyorlar? Sahiden soruyorum. Erkekler anket falan mı yapıyolar? Biz bu tip kadınları beğeniyoruz mu diyorlar? Eğer öyleyse keşke başka bir alternatif de belirtselermiş, ortalık klonlanmış gibi görünen kadınla dolmadan önce...
Abarttığımı düşünüyorsunuz. Biliyorum. Caddede yürürken, otobüse binerken, kuyrukta beklerken vs. bunu pek göremezsiniz. Zaten benim de gözüme günlük hayat akıp giderken batmıyor bunlar. İnsan çeşitliliğinin, daha doğrusu kadın-erkek oranlarının denk olmadığı, daha spesifik bir yerde kadınları gözlemlerseniz, söylediğime şahit olabilirsiniz.

Bir erkek için sevdiği kız eşsiz benzersizdir sanırım. Sadece duygusal boyutta düşünmeyelim bunu, bence şekilsel anlamda da sıradan olmamasıdır işin doğrusu. Kolunun altındaki sevgilisine benzeyen ve benzemeye çalışan onlarca kız olduğunu bilen bir adam, bu konuda çok da seçici değildir bana kalırsa. Biraz rastlantısal olabilir aşkları. Kızcağızın duru güzelliği, üstün zekasına zaten bir şey demiyorum. Kişisel özellikleri bambaşka olabilir. Ama promosyonmuş da dağıtılmış gibi ortalarda dolaşan tipik kostümlerin ardına sakladıkları bu tamamen "kişisel" güzellikleri bence gölgeleniyor.
Basit bir örnek: Önceden bir ortama "aşırı" bakımlı bir kadın girdiğinde biz "paçozlar" dönüp bakardık, diğer tüm erkekler gibi. Şimdi tam tersi oluyor. Herkes -yerli yersiz- fıstık gibi dolandığı için, gündelik hayatta basit ve iddiasız şeyler giymeyi tercih edenler daha fazla dikkat çeker hale geldi.

Kadınların bakımlı olmalarını eleştirmiyorum. Kafamıza göre alt mesaj çıkarmayalım. Aksine, niyetim çok temiz. Bakımlı kadınlar görmekten oldukça memnunum. Hele kalkıp da yenmiş tırnaklarım,  her daim düz taban pabuçlarım, alınmadık kaşlarım, aylardır aynı yöne taranan saçlarımla kendimi örnek gösterecek zaten değilim. O kadar şirazeden çıkmadık çok şükür.

Şuur önemli bana kalırsa. Bedenini, hayata bakışını, modunu tanımak önemli. Her bünye her değişikliği kaldırmıyor, üzgünüm kızlar, her popo ya da her göğüs de öyle. Öz güveni olur olmadık her yerde tüllerin, şifonların ve tüylerin arkasına saklamak, diğerleri gibi olmanın rahatlığına sarınıp kalabalığın arasında akıp gitmek ve buna alışmak, alıştırmak... Herkesleşmek. 

Erkekler buna müdahale etsin bence. Saçmalattıkları gibi toplasınlar şu kızları. İyisi mi siz bunu bir düşünün.

                                                                                                                                            Kevser








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumu olan insanlara bayılırız biz.