11 Nisan 2012 Çarşamba

baba ocağı ana kucağı

Dün İstanbuldaydım, evdeydim.
Dikkatinizi çekmek isterim ki dün Salı idi. Nasıl evdeydim? Çünkü ben artık özgürdüm.

Evde ve boşluklardaydım. Vücudum alıştığı üzere yine erkenden uyandı. Evde n'apılır diye düşündüm, anneme bile sordum. Ev hanımlığına giriş temel derslerine dün itibariyle başlamış oldum; kırmızı plastik eldivenler, cif, oluklu sünger.

Adettendir; ev işleri bitince gezmeyi hak etmiş ev hanımı ben, Akmerkez'e attım kendimi. Sevdicekle bir öğle yemeği yedik, kısaca vedalaştık. Otobüsten inecekken önümdeki iki liseli kızdan biri ötekinin kolunu çekiştirip kadına yol ver, inecek dedi. Bana kadın dedi. Üstümde kırmızı mantomla inci küpelerim vardı, bu yüzden mi, yoksa yüzümde artık kadınsı bir ifade olduğundan mı?
Bu kadın-kız ayrımı hassas bir konu benim için. Bizim cinse bayan demek gibi bir sosyal hitap olayı değil bu. Yalnızca medeni haldeki bir değişiklik de değil; ya da bedendeki bir değişiklikle kazanılan bir unvan hiç değil kadınlık. Kadınlık bir hava meselesi çoğu kez. Duruşunda, ellerini hareket ettirişinde, çantasını kavrayışında, karşısındakini dinlerken başını yana yatırışında, onaylayan veya reddeden bakışlarında... Dolayısıyla her beden için farklı zamanlarda edinilecek bir hal. O kız bana kadın dedi. O kızdı çünkü, sesli konuşuyor, gözlerini kırpıştırıyor, seri hareket ediyor, dikilirken ağırlığını bir bacağına veriyor, elini arkadaşının omuzuna koyup destek alıyordu. Benden başka kim baksa ona kız derdi.
Başkası bana böyle hitap etmemişti daha önce. Sevdim ya da sevmedim diyemem. Tuhaftı.

Hava güzel olsa İstanbul turlarıma bir yenisini daha eklerdim, Adapazarı'na, aileme dönüşü biraz daha geciktirir, kendimi dinlerdim. Sabredemedim. Akşam üstü kaptım bilgisayarımı geldim. Son sürprizimi yaptım.

Annemle rejime başladık bu sabah, çiseleyen yağmur altında yürüyüş yaptık. 
Şu an çok açım, bu kadar az yemiyordum ne vakittir. Ruhta ve bedende hafiflik iyidir, biraz dayanalım.

Şimdilik her şey yolunda. Ofisi düşünmüyorum, saate bakmıyorum, henüz iş de aramıyorum.

Demek ki ev kızlığı da bizden geçmiş. Ev kadınlığı öğreniriz madem biraz da. Fakat öyle ev kadınlığına level atlatmaya filan gelmedim. İddialı değilim. Günlere de gitmeyeceğim. Toz aldıktan kelli bütün gün kitap okuyup, dizilerimi seyredip cool cool oturacağım evimde. Arz ederim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumu olan insanlara bayılırız biz.