4 Nisan 2012 Çarşamba

fotoroman

Bir genç kızın... diye başlayıp, hayatı, günlüğü, acıları falan fıstık diye onlarca şekilde devam eden onlarca başlık biliyoruz. 
Bu da onlardan biri: Bir genç kızın evrimi...Bir başka deyişle, İşten çıkış ve özgürlüğüne dönüş manifestosu.


Başlarda böyle olacak zannediyordu. 



Birkaç kadın ip gibi yan yana dizildiler; mülakat, gerginlik, atıp tutmalar, derken bir masa bir zımba bir yazıcı, olley!






Bir zaman sonra vücudunda seyirmeler başladı. Boyun damarları şişene kadar telefon konuşmaları, poposunda çamaşır izi çıkana kadar uzun oturuşlar... 
Bu görüntü silikleşerek zihninden uçup giderken aynı zamanda kahvaltı edebilme özelliği de sona erdi.
Bünye mıncırılmış hamur toplarından ibaret poğaçalardan gayrısını tanımaz oldu.







Zaman gene geçti. Zaten öyle de böyle de geçiyor kör olmayası, damla damla...




İş yaşamına dair pek çok istatistiki bilgiyi gözden geçirdi; kendine bir kategori bulmak istedi. Hırslı vamp kadın, kanaatkar şişman kadın, hayatı sorgulamayan salmış kadın, çalışkan sorunlu kadın, çalışan sorumluluklu kadın, çalışmayan sürünen kadın, çalışmayan muhtaç kadın, çalışan aciz kadın...



Hani en son şu fotoğraftaki kadın olmayı da istedi: 







Çalışan, kendiyle barışık ve şanslı kadın...

Tabi şans demişken, muhatap almak zorunda olduğu zatlar genellikle böyle oldu:

Hani öyle ki, ima ettiğim kelimeyi alenen söylemeyeceğim, zira bu resmi yalnızca emsal teşkil etmesi açısından kullanıyorum, bu karedeki hayvanı tenzih ederim.








Sonra o da n'apsın...


Şu isyan bile elinde patladı neredeyse. 


Rüzgar genelde tersten esti durdu. Gemisi batmadı tabi ama yelken direği kafasına indi, güverte demirleri kıçına battı.
Tek derdi şu cruise gemisine binerek Myanmar açıklarında kaybolmak. Bengal Körfez'inin bir yerlerinden yüzerek bir yerlere çıkmak. İnsani standartlarda keşfedilememiş yeteneğini bu şekilde ispatlamayı düşünüyor. 













Sonra kameralara dehşet açıklamalar yapacak; kurbağa yedim, kaplan eğittim, hayatta kaldım...




Ve neden sonra bu olay da gündemden düşecek ve o kendiyle baş başa kalacak.
Ayaklı lambanın okuma ışığı yanacak. Omuzlarında bir battaniye, sallanan koltukta otururken diyecek:







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumu olan insanlara bayılırız biz.