18 Nisan 2012 Çarşamba

ilandır

Bu özünde sıradan ve bildik bir içerik saklamasının yanı sıra, oldukça da sıra dışı bir ilandır:

Kayıp arıyoruz.

Yakın bir arkadaşımızın hayatından endişe duymaktayız.

Dün gece Saide'yle bu konu üzerine kafa yorarken, sekiz kilo çekirdek yedik. Sonra da dürüm söyledik. Ama o olsaydı, sadece sunta yiyecektik...

İsmini zikretmek istemediğim malum şahsa -zira kendisi yeryüzünden silinmeye karar verdiğine göre muhtemelen isminin anılmasından da hoşlanmayacaktır- belki bu platformdan ulaşabiliriz diye düşündüm. Bu fikir dürümün son lokmasından sonra ıslak mendille ağzımızı silerken aklımıza geldi. Üstüne bir de geğirmedik, o böyle şeyler yapmazdı. Onun anısına olan saygımızdan ardından tatlı bile söyleyemedik, ar ettik. 

Günler önce bıçakla kesilmişcesine kopuveren iletişimimizi ilk fark eden Saide oldu. Etrafı boş gözlerle saatlerce süzdükten sonra, aklına nihayet bana mesaj atmak geldi. Fakat heyhat! Tüm arama çalışmalarımız neticesiz kaldığı gibi, kendisinin tüm mail adreslerini, twitter hesabını iptal ettiğini de acı acı tecrübe ettik.
Sular idaresini aradık. Belki suyu üzerine almıştır da bir sabit telefon numarası bırakmıştır diye. Olmadı.Hacettepe Öğrenci İşleri bizi zaten sallamadı. Çıkar bi yerden dediler.

Nerede bir kahve reklamı görsek içimiz yanar oldu. Diyet bisküvileri alıp biriktiriyoruz, belki bir gün yine gelir diye.

Hisli ve düşünceli bu arkadaşımız ki bizi hiçbir doğum günü, paskalya, kandil, noel günü ve dahi altın gününde kutlamayı unutmamış, daima iletişimi sürdürmüştür. Ani yokluğu elimizi kolumuzu bağladı.
Kendisini özlemle anıyoruz...

Sayın mizantrop, tepki vermesen de en azından blogumu okuduğundan şüpheleniyorum, bari okudum diye bi çaldır ve lütfen bizi salla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumu olan insanlara bayılırız biz.