31 Temmuz 2012 Salı

'kapıyı zili tokmağı' men edin

Kafam zaten normalde sistemli çalışmaz; işin içine sıcak, düzensiz uyku ve davulcu da girince iyice dumanlanıyor karnabaharım. An geliyor, rüyalarımı gerçekte, gerçekleri rüyamda gördüğümü sanıyorum.

Dün gece de her zaman olduğu gibi muhterem davulcumuz iki itibariyle çıktı meydana. Tokmağıyla gelişigüzel davulu döverek, yıllardır süregelen bu Osmanlı adetini katlediyor bu adam! Ne bir ritm duygusu, ne bir süreklilik; bağm! güğm! indiriyor saatlerce.

Evimizi yapan, arsayı seçen zihniyeti öpeyim. Evin iki cephesi iki sokağa bakıyor. Üstelik biri çıkmaz sokak; yani bir gidip bir de dönerken çalıyor. Çizeyim:


Yani tam dört kere, belli bir süre, camımın altındaki bu adama katlanmak zorunda kalıyorum. Dün gece içimden davulcuyu taşlamak geldi. Taşım da yok, elime ne geçse atasım geldi. Ama çok fena geldi.

O gitti, ben uyudum. Rüyamda dehşet içindeyim. Ben  geçen gece davulcuyu taşlamışım; kitaplarımı, bir de nasıl sapıttıysam artık, komodin çekmecelerimi çıkarıp çıkarıp atmışım adama. Sonra kafam yerine gelmiş, pişmanlık duyuyorum. Ben bu muhasebeyi yaparken evimizin duvarlarından, dört bir yandan matkap sesleri geliyor. Davulcu geri gelmiş meğer, öc alıyormuş. Evimizi başımıza yıkacakmış.

Demek ki benim gerçekte nasıl bastırılmış bir suçluluk duygum var ki, korkudan babama ben geçen gece bi bok yedim de adam ondan geldi evimizi deliyo, bişey değil diyemiyorum. Annem babam ben, dehşet içinde donup kalıyoruz.

Sonra uyanıyorum. Demir parmaklık takmaya gelen ustanın maktabıymış. Davulcuyu da bu sabah hiç gören olmamış.

Sonuç: Ben o davulcuyu pataklamayı can-ı gönülden istemişim, iştahımı seveyim.



2 yorum:

  1. Detaylı krokiden adresinizi tespit ettik, geliyoruz!


    Ramazan Davulcuları Federasyonu

    YanıtlaSil
  2. hepinize yetecek kadar çekmecem var!

    YanıtlaSil

Yorumu olan insanlara bayılırız biz.