28 Mayıs 2012 Pazartesi

hacettepeliden matematik dersi

Kendimi çok akıllı zannetmekle basit görmek arasında bir yerlerdeyim, yine halden hale salıyorum kendimi. Onun yüzünden.
Yağmur bir yağıyor, bir duruyor, sabahtan beri cam kenarındayım ve kafam kopuyormuşcasına bir ağrıyla uyanmış olmam dışında her şey yolunda. 

Ders çalışmaya çabalıyorum. Benden geçmiş, ciddi ciddi.
Benim okumaya doyamayan bünyem, örgün, açık, uzak ne buldu okuma eğilimindeydi geçen yıla kadar. Neyse, doydu, duruldu. Şimdi açık öğretim finalleri var önümde. Onlara hazırlanıyorum. Derslerim de çok havalı hani, muhasebe, kambiyo filan. Acayip havalı terimler var içlerinde, duysanız dibiniz düşer, ay bu kız ne çok biliyor dersiniz.

Velhasıl genel matematik adlı güzide dersimizin muhteviyatı da hayli "genel". Zaten matematik biliyorum diyen herkes bu konulardan bahsediyor demektir. Tabi. Logaritma, integral, yetmez gibi belirli integral belirsiz integral, türev, parabol ve daha ismini sayamadığım pek çok konucuk... 


Matematiğe aç fütursuz beyin, çalışır, acımaz.

Kerem yetişti imdadıma, sağ olsun. Geldi ayak üstü aydınlattı ablasını. Ben de şimdi başımda bilgilerden bir çelenk, içinde muhtelif sayı ve formüllerle oturdum, yine cümlelere sığındım. 

Konular ürkütücü, ürkütücü olmasına ama Kerem'in dediğine göre hepsi giriş konuları olduğu için aslında sınavda çıkan sorular da basit sorularmış. Çerez dedi, kek ya dedi, iki dakkalık iş ya gel dedi.... Kendisi çıtır çıtır Kalkülüs neyim çözen bir insan olduğundan olsa gerek, pek bir hafife aldı benim "yükümü". 

Daha önce belirttim mi bilmiyorum ama bazı kalıtsal konularla ilgili Kerem'e çok kızgınım. Benim sahip olmak istediğim, bende olsa daha güzel olacağı bazı fiziksel özellikleri o almış annemle babamdan. Ben dururken. Ben deneysel bir çalışma olmuşum daha ziyade. Yapalım bakalım ne çıkacak demişler. Ben çıkmışım. Sonra ona daha çok özenmişler. Ben öyle düşünüyorum valla, kimse bilimsel verilerle gelmesin şimdi karşıma. Hokka burun, kalem kaş, kapı gibi bir irade... O n'apacak ki bunları, hı? N'apacak? Anlam veremiyorum yani. Aynı şekilde sayısal zeka benim de çok sahip olmak istediğim bir şeydir öteden beri. Niye o?  Eşit bari paylaşılsaydı ya.... Olmadı anacım, olmadı.

Bu "ağır" konuları da az buçuk çözmeye başlayınca bir can geldi benim öz güvene. Kerem gelip üstüne çökene kadar.

Gaza geldim ben de, iki üç soru da çözünce üstüne tamam dedim pazartesi İTÜ'de başlıyorum. Ders vermeye... Neden sonra Kerem, giderken, ya şimdi bunlardan sonra git evde iki katlı integral çöz, adalet mi len bu diye şaka yaptı. Hah, tam o anda anladım ki, dünyayı filan kurtarmıyorum iki türev aldım diye. Dur dedim kendime, kendine gel. İşte o zaman yere indim, tevazu da mecburen bedene geri döndü.

İntegral kaç kattır bilmem ama benim kafam pek çok katlı. Paralel evren şeysi gibi. Soru çözerken bir yandan da katlardan birinde karaoke anılarım yanıp sönüyor. Ankara günlerimden kareler. 
Canım ne kadar çok şarkı söylemek istiyor. 
Olur da yakın zamanda bir ekip kurup karaokeye gitmeyi becerebilirsem, takıntılı olduğum ve en çok söylemek istediğim şarkıyı da şimdi sahibinin sesinden dinleyelim:



Maria Mena, Just Hold Me



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumu olan insanlara bayılırız biz.