5 Mart 2012 Pazartesi

başka bir arzunuz?

Vakti zamanında, kampüste açılan standın tekinde bekleyen yılışık kızdan almış bulunduğum dandik kredi kartımdan başka bana kredi açan bir kartım yok. Sıcak para severim.

Bugün atm'de 150 tl yatırırken atm 50 tl'mi kaptı, bir de alıkoydu.
O sırada saat 12.30'du. Ama banka öğlen açıktı.
Derdimi güvenliğe anlattım, ama öğleden sonra gelirseniz, size yardımcı olacak arkadaş yemee çıktı dedi. 
Öğleden sonra gittim.
Bana yardımcı olacak o yegane arkadaşın öğleden önce de gayet gişede işlem yapan arkadaş olduğunu gördüm. Benle uğraşmak istemediler öğleden önce zahir.
Avutulup eve postalanmış çocuk gibi gururum kırıldı.
Üç paralık hanfendünün bana keyfince git-gel yaptırması fena halde asabıma dokundu.
Neyse. O arkadaş bir başladı benim işlemime... 
Saniyeler dakikalara, dakikalar yirmi sekiz dakikaya ulaştı.
Alt tarafı 50 tl. Hibe edesim geldi bir an artık. Şiştim...
Hanım şakır şakır sayfalar çeviriyor. Göz teması kurmadan sorularımı yanıtlıyor. Aman efendim bir kaşeler basmalar, vızzzzt vızzzttt dekont basmalar, form doldurtmalar. İçeri gidip gelmeler. Ciddi bir ifade, saçlarını savurmalar. Oflamalar puflamalar. 
Amman kim bilir ne işler beceriyor.
Bu esnada ölümüne sakinim.
Kazık yutmuş gibi, saf vatandaş ifadesi takındığım suratımla öyle dikiliyorum.
Sevda benim işimi yaparken, bir yandan da (pratik kız vesselam) amcanın ekstresi hakkında direktifler veriyor. Bağırarak. Çünkü amca benim üç metre kadar arkamda, koltukta sırasını bekliyor.
Bu bankanın tecrübe ettiğim dördüncü şubesiydi bu. Dördüncüden sonra artık kimse fikrimi değiştiremez. Bu kızları seçmece alıyorlar.
Bir kere bana önce "sen" dedi. Yarım saat kadar beraber zaman geçirdiğimiz için bir sempati duydu herhalde ki ben sonra "canım" oldum.

Sevda'nın gişe arkadaşı, kaşlarına kadar mavi far sürmüş, üstüne mıh gibi likit çekmiş, otrişi eksik Gamze ise apayrı bir durum.
O da Sevda kadar herkesle içli dışlı; herkes, canı olmasa bile mutlaka "sen".
Çok büyük işler becerdi hakikaten. Gözlerimle görmesem, Gamze'nin hakkı yeniyor derim yani.
Ben Sevda'yı yarım saat kadar bloke edince, bütün "iş yükü" Gamze'ye kaldı tabi.
İhtiyaç kredisi ödemesi aldı bu yirmi beş dakika boyunca, bir iki tane fatura aldı, ve iki tane de ekstre muhabbeti yaptı. Araya espriler de serpiştirdi. Paylaşmayacağım.

İçime fenalıklar bastı. Kağıt karıştırma, içeri gidip gelmeler hiç bitmeyecek gibi görünmeye başladığında ben o 50 tl'den geçerdim amma o kızcağızların emeğine acıdım. Bir de o kadar samimi olmuşuz artık, canlarıyım, boru mu ayol...


Hadi kızım hadi, önce eğitim şart. Kıyas yapacak yerler de olmasa hakikaten bir an bu işin oluru bu demek ki diyeceğiz yani.


Kurum kültürü denen şeyi elimle tuttum, gözümle gördüm resmen. Çalışanları bir kurumu hakikaten yansıtırlar. Dördüncü şubede artık tescillendi ki yoldan geçeni çevirmişler, bakın biz böyle böyle bir kurumuz, misyonumuz bu, işe aldığımız adamların da kriterleri bu...Bunları taşımayan adamı bankaya sokmayacaksınız diyen çıkmamış demek ki.
Duruşları, tavırları ve görünüşleriyle bu kadar avam, rüküş ve basit başka bir banka olamaz, diyecekken kendimi durduruyorum, bir tane daha var. Ama onu harcamayı başka vakalarıma saklayacağım.

Çalışanlarının kredi kartı, bono ot bok satmak dışında neler yaptığını da kontrol eden bir banka olmak "bizce mümkün" ama bu konuya eğilinmiyor zahir.

İyisi mi borcu kapayıp karttan kurtulmak. Kafalar rahat...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumu olan insanlara bayılırız biz.