4 Ocak 2012 Çarşamba

biriktirdiğim insanlar

Ben sizin nezaketinizi yerim ama ya!
Biriniz de çıkıp kontrol edilemez, geldi mi önlenemez sinirlerimden bahsetmemişsiniz; birisi de çıkıp dememiş ki gönlü olmadı mı ne nemrut ne beter bir şey olur diye...

Evet anketimden bahsediyorum. Bilmeyenler için, yeni yılın son günlerinde kendi yıl sonu tablomu incelemek maksadıyla kırk civarı eşe dosta facebook üzerinden bir mesaj gönderdim. Kendilerinden, bana dair akıllarına ilk gelen birkaç sıfat yahut tanım söylemelerini rica ettim. Tamamına yakını, canı gönülden, ilgilendiler sağ olsunlar.

Her şeyden önce -aslında kendi blogumda hala bu açıklamayı yapmaya gerek duyuyor olmam, birilerinin ne düşüneceğini sallıyor olmam çok kötü ama- niye böyle bir şey yapmak istediğimi açıklamam lazım. Maksadım kendimi pohpohlatma, egolarımı cilalama değildi elbette. Anket grubum farklı dönemlerime tanıklık etmiş arkadaşlarmdan ve hemen hemen her aşamayı gözlemleyebilmiş kuzenlerimden oluştu. Çocukluğumdan ergenliğime, ergenliğimden üniversitenin ilk yıllarına, oradan da genç kızlık edaları ve arsız kahkahaların artık bedenimde eğreti durmaya başladığı son zamanlarıma tanıklık edebilmiş bir grup güzel insan. Öyle çok yaratıcı, mucittin bir tip değilimdir ama kendim için akıl ettiğim en iyi şeylerden biri oldu bu. Kendi gelişim eğrimi görmek istedim. 

Çocukluk geçirdik. Annemin gelinliğinin eteklerini kesip gelin olduğum, "çamurculuk" oynayıp çamurdan kek yaptığım, ellerimi bırakarak bisiklet sürdüğüm, taso ve bilye oynadığım (evet) güzel ve dolu bir çocukluk geçirdim.  Bir metrelik halim şimdi nasıl hatırlanıyor bilmiyordum. Ama merak ediyordum. 
Sivilcelerim, biçimsiz vücudum, karamsarlığım ve kaprislerimle ergen oldum. Arkadaşlarım değişti. Arkamda ne bıraktım bilmiyor, ama merak ediyordum. 
Zaman zaman "sorun" denen şeylerin daniskasıyla yüzleşen şen şakrak bir üniversiteli oldum. Yanımda yürüyenlere nasıl bir profil çizdim hem biliyor, hem bilmiyordum. Sormam lazımdı. Yaşım mid-twenties'i geçmeden önce. Çünkü biliyorum ki yine değişeceğim. 
Evet. Netice itibariyle naçizane anketim, bir kişisel gelişim gözlem çalışmasıdır. Tombik egoyla alakası bulunmamaktadır. Ben söyleyeyim de... Şimdi biz birbirimizi biliriz de el alem konuşur, neme lazım efendim.

Görünen o ki çevremde dost canlısı bir intiba bırakmışım. Benim neşeli (hafif sıyrık), eğlenceli, samimi ve mizah anlayışı yüksek biri olduğumu söylemişler. 
Dost canlısıyımdır da, aslına bakarsak benim ilk tanışmalarım çok başarısızdır. Genelde insanları şöyle bir itmişliğim, ardından da bırakmamacasına kendime çekmişliğim vardır. Neyse, ilk tanışmalarımızı unutmuş olmanız güzel bir şey tabi.
Sonra grafiğimizi yetenekli, ilginç, güvenilir ve zeki sıfatları takip ediyor. Ne güzel di mi burdan bakınca? Ya...Ama bunları aynı insanlar söylemiyor, garip olan o. Ne çetrefil insanmışım ki ben kimseye her yüzümü göstermemişim. Herkes başka bir açıdan koymuş doğru teşhisleri. Birisi yetenekli olduğumu asla bilmiyor. Tamam söylemeyelim. Ama onun güvenilir olduğumu bildiğini de başka kimse bilmiyor.
Bir de şu var. Bazı alanlarda yetenekli olduğumu bilmek ve bunu bütün benliğimle kabul etmekten müthiş mutluluk duyuyorum; ama bir "ama" hep var. Bunları tüm hayatıma yayabilmeyi ne çok isterdim...

Doğal, azimli, komik, merhametli, seçici, ciddi, dobra, doğru düşünen, felsefi de bu sıfat çorbasından bazı tatlar. Elimizde ukala, karamsar, ters ve güçlü de mevcut. Yerseniz.
Fedakar, sadık ve anaç olduğumu söyleyenler var. Tüm bu sıfatlar benim anılarımın bugünüme yansımalarıdır. Mesela bu öbekten çıkarılacak sonuç belli; vaktiyle birilerinin yarasına merhem olmuşuz demek ki. Kimdi, derdi neydi, kaç saat oturup ağladık veya ne zırvaladım da teselli saydı şimdi bilmem. Ama bu anımız onda bana dair bir iz bırakmış.
Ukala, ters ve dobranın reytinglerinin biraz daha yüksek olacağını bekliyordum şahsen. Ya hakikaten nazik davrandınız sıfatları seçerken ya da daha öncelikli sıfatlarım vardı. Bu ikincisine inanmayı tercih edeceğim.

Son olarak özgür ve karizmatik olarak nitelendirildim ki müsaadenizle burda biraz havalara girmek isterim. Karizmatikten kasıtları fiziken bir coolluk hali değildi. E beni şahsen tanıyanlar zaten anlamıştır bunu. 
Sığ olmaktan korktuğumu bilen bazı arkadaşlarımın tabiriydi bu. Ne avant garde ne bohem zevklere sahip olmak istedim, ne de vasatın altında sakil zevklere. Kastettikleri buydu. İnsanı bayağı göstermeyecek kadar bir kalite şimdilik yeterliydi. Oradan bakınca da öyle görünüyorsa, bu beni mutlu etti.
Neyse ki sabit görüşlülüğümden de bahsedenler çıktı. Sivri köşelerimi de hatırlattınız bana. Var olun. Bilemezsiniz tabi pek çok yerimin törpülendiğini, hatırı sayılır bir zaman geçti üzerimizden.

Hemen hemen her şeye değindik gibi. Ben artık yüz yüze geldiğimizde sizin için ne ifade ettiğimi daha iyi biliyor olacağım. Bana hangi pencereden bakıp ne gördüğünüzü anladım. Siz bu farkı bilebilir misiniz bilmiyorum. Sahiden, öyle çok şey yerine oturdu ki içimde.
İkibinonikiye radikal kararlarla girip yeni yıldan müthiş beklentileri olan, büyük bir değişim yaşayan genç kız gibi kendimi ekşi sözlüklere, zaytunglara malzeme etmeyeceğim ama şunu mutlaka söylemem lazım. Bu sene -kendi içimde- daha iyi geçmeli. 

Hepinize teşekkür ederim. Yürekten. Şeklimde mutlaka ki her birinizin eli var.



1 yorum:

  1. gerçekten bir şey ifade edebilmene yardımcı olabilmissem mutluyum :D anonim dedik ama adımız belli :D cansel :D

    YanıtlaSil

Yorumu olan insanlara bayılırız biz.