24 Ocak 2012 Salı

çözümsüzlüğe benzer b'şey

Velev ki kimseniz kalmadı. Anne, baba, akraba, arkadaş, komşu, tanıdık esnaf, aile hekimi...Her n'olduysa oldu, yapayalnız kaldınız. Herkes var ama sizin kimseniz kalmadı diyelim. Değil bir fincan şekere gideceğiniz, kokmuş tişörtlerinizi renklilerle mi siyahlarla mı yıkamanız gerektiğini soracak dahi bir insanınız kalmamış.Yalnızlık derdik buna herhalde?
Galiba öyle değil.
Yalnızlığı vara yoka kullanıyoruz ama hepsinden öte, en sahi, çırılçıplak bir anlamı var yalnızlığın ki yapayalnız.

Bir şeyler başlamıştır tepe taklak gelmeye. Çay mı içeyim kahve mi, şu kitabı mı okuyayım şuna mı başlayayım, faturayı bugün mü ödeyim yarın mı gideyim diye başlayan, katlanarak bir ciddiyet mağarasına doğru hızla ilerleyen "verilmek zorunda olan kararlar" olur. Bu ikilemler dozunu arttırıp şiddetleri arşa yükseldikçe, sizin de köşeciğinizde, minder,patik,battaniye,kağıt mendil seremonileriniz artar, sıklaşır.

Kendi başınıza cevaplayabileceğiniz soruları alt etmişsinizdir. 

Ama bazen. Herkesin soruları olur, veya sorunları.
Yakın çevrenizle paylaşırsınız; sağlıklı insanlar böyle yapar, arkadaş, anne, sevgili, eş vs. Dinlerler, varsa bir yol önerilir, yoksa klişe klişe teselli edilir ama bir şekilde ertesi günle devam edersiniz.
Ya etkisi ya kendisi geçer.
Ama bazen.
Günlerce, aylarca, hatta bazen ömür boyunca aklınızı yiyip bitirecek sandığınız sorularınız olur. Verdiğiniz her cevabı çürütür, her birine "ama"lar sıralarsınız. Olmaz. Çözülmez. 
Derken bunları da anlatmaya karar verirsiniz. 
Birine anlatırsınız, yeterince anlayamaz, başka birine, derken bir diğerine. Yeni bir bakış açısı veya çürütemeyeceğiniz bir düşünce söylensin diye ağzınızı açar öyle gözlerine bakarsınız. Fikre ihtiyacınız vardır. Sizde olmayan bir pencereye.
O pencerelerden de iş çıkmayacağını anladığınız anda beyninizin içinde hiç tatmadığınız bir yalnızlık dalgası yükselir. Sizi kimse anlamıyor değildir, fakat kimse sizin bitip tükenmez açmazlarınıza çare üretemeyecektir. Tüm makul liste sıralanmıştır. Siz de sıralanan çareleri halihazırda bir bir düşünmüş, harcamışsınızdır. 
Buyrun. İşte artık yalnızsınız. 
Her şey yüzeye taşınmıştır şu dakikadan itibaren. İçinize dokunabilecek, siz söylemeden anlayabilecek kimsenin kalmadığı düşüncesinin Dank! ettiği andasınızdır. Çok pis bir duygu bu. En çok anlaşılmasını istediğiniz şey sizden başka muhatap bulamıyor. Gel gelelim siz de yeterli olamıyorsunuz, o ayrı. Fena bir çıkmaz; illet bir durum. Ne kadar süreceğini bilmiyorsunuz üstelik, bir nihayete erip ermeyeceğini de. Bir tekerlek var aklınızda, üstünde sorular silsilesi; dönüyor da dönüyor. Hep en başa. İnsanları da çaresiz bırakıyorsunuz histerikliğiniz karşısında. Boşa koydular dolduramadınız, dolu verdiler aldıramadınız çünkü. Anlattınız da anlattınız, daha anlatılacak bir yanı kalmadı fakat bir düze de çıkamadınız.
Tebrikler. Daha fazla yalnız kalamazdınız. 
Açın bir dizi seyredin. Bu akünün suyu başka türlü boşalmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumu olan insanlara bayılırız biz.