30 Ocak 2012 Pazartesi

couch potato

İngilizce Hazırlık sınıfında dağarcığıma katıldığından çok memnun olduğum çok tatlı bir ifadedir bu potato şeysi.
İçinde bütün evsel zevkleri barındırır. Uyuşuk mayışık, miskin, tv bağımlısı, obur, kanape, müzik, kitap, kahve, kahve ve kahve...




Bugün resmen bir pazartesi. Sabaha karlı uyandık ve aramızda pazardan kurtulamamış ruhlar var!




Gönül isterdi ki hiç telefon çalmasın, sadece sevgililerden mesajlar alalım, pijamalar hiç çıkmasın ve sokaklar böyle olsun.


Bugün evde olsaydım, söz veriyorum, asla miskince uyumazdım. Perdeleri sonuna kadar açardım. Kalkıp bir kahvaltı ederdim önce; çok detaylı değil ama besleyici, mutlu edici.

                        
                                                               
                                                   gibi bir şey mesela.


Not: fotoğrafların çoğunu google görsellerden çarptığım zaten aşikar fakat bir şeye dikkat çekmek isterim. Breakfast yazdığınızda çıkan fotoğraflardaki tek düze renklerle, kahvaltı yazdığınızda çıkan cümbüş...Kesinlikle kahvaltı bizim işimiz gençler.  Bizde kahvaltı olayı bir müessese. Hakkını veriyoruz. Vermeliyiz. Ben demiyorum, durum resimlerle sabit. Aramayı deneyiniz.


Bir de, niye elalemin fotoğraflarıyla idare ediyorum? 
Rezillik ya.
Powerpointte google resimleriyle times new roman kullanarak ucuz sunumlar yapan iş adamları gibi.


Dışarı çıkabilir miyim? Kendi fotoğraflarımı çekmem lazım.






Evde olsaydım bugün, İstanbul'la harika zaman geçireceğimize söz veriyorum. Bakın her zaman bu kadar iletişime açık biri değilim. 


Şimdi, eve gidebilir miyim?





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumu olan insanlara bayılırız biz.